“Ya Yassue al’hayat fi qabr wadaeat; fi al’junud al’samawiat 'iindhahilat”
“Ey İsa, yaşamın mezarda yatıyor ve göksel ordular şaşkınlıkla karşılıyorlar”
Bugün Cuma, Büyük Cuma. Matem Haftasının altıncı; Kutsal Üç Günlerin ikinci günü. Büyük Perşembe töreninde Haç yolu ve çektiği çilelerin ardından çarmıh üzerinde son nefesini veren Mesih İsa’nın öğrencileri tarafından çarmıhtan indirilip beyaz ketenlere sarılarak cenazesinin mezara kaldırıldığı gün: Antakyalı Ortodokslar için ‘cenaze’nin Arapça karşılığı olarak: Cınnez.[i]
Bugün cenazelerin en büyüğü kalkar Ortodoks Kiliselerinden: Mesih’in Cenazesi yani Cınnez al’Mesih Bu büyük cenaze töreninin hazırlıkları da günün ilk ışıkları ile başlar. Büyük Perşembe günü katafalk üzerine yerleştirilen haç karşısında “El Youm Oullika” ilahi ağıtı bir kez daha okunur kadın okuyucular tarafından, tıpkı Mesih çarmıhtan indirilip mezara taşınırken karşısında oturup ağıt yakan kadınlar gibi… Katafalk üzerinden indirilen haç, tıpkı çarmıh üzerinden indirilen Mesih gibi beyaz bir örtü ile örtülür ve Göğe Yükseliş (Pentkost) Bayramına kadar 40 gün boyunca durması üzere törenin yönetildiği kısma, kilisenin kutsal heykeline koyulur.
Haçın indirilmesiyle beraber törenin bitmesinin ardından kilisenin ortasına sandukanın koyulup temsili cenaze töreninin yapılacağı yüksek ve kubbeli bir katafalk kurulur. Bu yapıya halk arasında yine güne de adını vermesiyle aynı sebepten dolayı “Cınnez” denir. Önce kubbe ve sandukanın üstüne yerleştirileceği yüksek ayaklı masa benzeri kaide kilisenin ortasına, törenin yapılacağı yere kurulur ve üzerinde el işlemesi haç motifleri bulunan beyaz keten bir örtü serilir tıpkı kutsal yazıtlarda Mesih’in cenazesi için serildiği gibi. Bu örtüler genellikle gönüllü olarak adak adamış aileler tarafından dikilir, işlenir ve her Cınnez sabahı kaideyi örtmek üzere getirilir.
Kutsal yazıtlarda da yazıldığı gibi mezarı güzel kokularla, otlarla, donatmak için gelen inanların ibadetini yaşatır gibi herkes ellerinde güzel kokulu çiçeklerle hazırlanır Cınnez sabahına. Bu çiçekler binyıl önceki bir mezarı donatır gibi, Cınnez’in koyulacağı katafalkın kubbesini ve sandukanın içini donatır.
Çiçeklerle donatılmış kubbe de kaidenin üstüne oturtulup, Cınnez de sandukasıyla birlikte yerleştirildikten sonra emeği geçen herkes “her sene bugünlere” dileyerek bir sonraki yılı da karşılayabilmek için dualar ederek Cınnez’in altından geçen ilk kişiler olmanın da haklı sevinci ile akşamki Büyük Cuma – Cınnez Ayinine hazırlanmak üzere kilisenin kapısını kapatırlar. Tıpkı binyıllık yazıtlarda güzel kokulu yağlarla, otlarla, çiçeklerle donatılmasından sonra kaya mezarın kapanan kapısı gibi…
Bilhassa Antakya Ortodoks Kiliselerinin özellikle de Paskalya Dönemi’nin her bir töreninde, ibadetinde, binyıllık bir yazıtı canlandırdığınızı, binyıl önce yazıtlarda yaşamış bir kutsalı temsil ettiğinizi hissedersiniz. Bu da Antakyalı Ortodoksları kendi kiliselerinde, evlerinde bayram kutlamaya bağlı tutan o aidiyetin altında yatan sebeptir belki de… Sabah kapanan kapılar akşam tekrar açılır, bu büyük cenaze töreni için gelen cemaati; kilisenin ortasında, cemaatin hafta içi sabah saatlerinde kiliseye gelebilecek azınlığı tarafından kurulmuş Cınnez, Cınnez al’Mesih karşılar.
Büyük Perşembe ve Büyük Cuma’nın matem günleri olması sebebi ile yas tutan ailelerin de gelmesiyle bayram gününden daha kalabalık olan kilise, cuma günü perşembeden özellikle daha kalabalık olur çünkü Arap Alevi komşularımız, dostlarımız da bu büyük cenaze törenine katılırlar.
Eid al’Kıddes bayramında Hıristiyan komşuları ile doğumunun sevincini kutladıkları kutsala son vazifelerini gerçekleştirmek, doğumunu kutladıklarının cenazesini kaldırmak için gelirler. Sevinç de acı da birdir bu toprakların insanlarında ne din ayırır ne de ibadethane, bir gönül bağı ile birleşir aynı topraklarda can bulmuş hayatlar.
Ayin saatinin gelmesiyle beraber başlar Büyük Cuma Ayini de. Bugünün bir diğer büyük önemi ise Ortodoks Kiliselerinde tüm yıl boyunca komünyon çıkarılmayan, kutsal şükür ayini yapılmayan gün bugündür çünkü 12 İncil Ayni’ndeki okumalarda da geçtiği üzere Mesih İsa Son Akşam Yemeği’nde komünyon için ekmeği uzatarak “bu benim bedenimdir” ve şarabı göstererek “bu benim kanımdır” diyerek bize sunmuştur. Bedenen mezarda kabul görüldüğü ve cenazesinin temsil edildiği bugün, bu sebepten dolayı komünyon ayini yapılmaz.
Seheri yani Eski Ahit okumalarının yapıldığı ayinin ardından ise Abuna (Papaz) ve koro kürsüden inerek Cınnez’in önüne ve arkasına geçer ve cenaze törenini başlatırlar. Bu cenaze töreninde Mesih İsa’yı öven ama hüzünlü ilahi ağıtlar Arapça ve Rumca olarak okunur[ii]
Törenin bitmesinin ardından herkes sanduka ve kubbeyi donatan, tören boyunca üzerlerine okunmuş çiçeklerden almak katafalk’ın altından geçmek için sıraya girer. Alt kaidenin üzerinden sarkıtılan örtüler yukarı toplanır ve çiçeğini alanlar enine ve boyuna şekilde haç çizerek iki kere Cinnez’iin altından geçerler.
Alınan çiçekler evlerde bereket için tutulur, kimi zaman da kurutulup bahurda yakılır ama bir tanesi hariç. Bugününün kalabalık olmasının sebeplerinden biri de Cınnez’den alınan gül tomurcuğunun inanılan gizemidir. İnanca göre çocuk sahibi olmak isteyip olamayan kadınlar Cınnez’den alınan gül tomurcuğunu yutarsa istediği ve inandığı takdirde çocuk sahibi olacağına inanılır. Bu inanç batıl bir inancın ötesinde bu şekilde çocuk sahibi olup bebeği elinde gül tomurcuğu ile doğan bebeklerin hikayesi olarak da biir mucize olarak anlatılır. Bu tarz inançların insan ve yaratan arasındaki bağına karışılamayacağı gerçeği ile birlikte de bu gelenekler günümüze kadar devam etmekte, gül tomurcukları Cınnez’in ulaşaılması en zor yerinde saklanmaya devam etmektedir.
Bugüne dair en büyük ve yaygın inançlardan biri de Büyük Perşembe de dahil olmak üzere bu günlerde yağmur yağacağına olan inançtır. Bu iki günün mateminden dolayı olsa gerek göklerin bile dayanamayıp gözyaşı gibi yağmur döktüğüne inanılır. Her ne kadar inanıp inanmamak insanın kendisine kalmış olsa da ben bile hatırladığım sadece on küsür Paskalya döneminde muhakkak bu iki günde serpiştirse dahi yağmur yağdığına şahit oldum. O yüzden Antakyalı Ortodokslar için bayram sadece bir kutlama değil anı yaşamak, inanılanı hayatına sirayet ettirmektir biraz da: bu akşamlarda kiliseye giderken yağmur yağacağından emin olup hazırlıklı gitmektir mesela. Tıpkı gül tomurcuğu mucizesi inancı gibi.
Herkes farklı inançlarla çiçeğini alıp niyetini ettikten sonra cenaze temsilinin içinde olduğu yarı tabut – sanduka omurlara alınır ve yine ilahiler eşliğinde kilise içerisinde üç devre tavaf ettirilir. Bu tavaf boyunca çan kulelerinde 33 vuruşluk çanlar çalınır, 11 vuruşluk 3 tekrardan oluşan cenaze çanıdır bu çalınan…
Bu devre boyunca da cemaat tabutun altından geçerek ritüelini tamamlar. Geleneklerin kilise dışına çıkabileceği bölgelerde ise bu tabut koro ve cemaat ile kilise dışına çıkılır ve kilise içerisindeki bu ritüel kilisenin çevre sokaklarına caddelerine kadar inerek gerçekleştirilir, tıpkı gerçek bir cenaze gibi…
Kilise içinde veya yapılıyorsa dışında gerçekleştirilen bu tören devresi en son kilisenin heykelinde, ruhanilerin töreni yönettiği kutsal bölümde sonlanır ve tabut içerisindeki temsil dualar eşliğinde temizlenerek heykeldeki yerine geri koyulur. Yine “her sene bugünlere” temennileri ile…
[i] “Yusuf adında zengin bir Aramatyalı geldi. O da İsa’nın bir öğrencisiydi. Pilatus’a gidip İsa’nın cesedini istedi. Pilatus da cesedin ona verilmesini buyurdu. Yusuf cesedi aldı, temiz keten beze sardı, kayaya oydurduğu kendi yeni mezarına yatırdı. Mezarın girişine büyük bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı. Mecdelli Meryem ile Yusuf’un annesi Meryem ise orada, mezarın karşısında oturuyorlardı.” Matta 27: 57 - 61
[ii] I zoí en táfo katetéthis, Christé,
kai angélon stratiaí exeplíttonto,
synkatávasin doxázousai tin sín.
ya yasue al’hayat fi qabr wadaeat
fi al’junud al’samawiat 'iindhahilat
kuluha wamajadat tanazulakan
al’masih al’hayat hin dhaq al’mimat
'aetaq al’naas min al’mawt walaqad
manah alan al’hayaat liljamie
fad min janubak kaman nabe wahid
jadwal mudaeaf minh nastaqi
muthmir lana al’hayaat al’khalida
Ey İsa, yaşamın mezarda yatıyor
Ve göksel ordular şaşkınlıkla karşılıyorlar
Hepsi bir ağızdan senin lütfunu yüceltiyorlar
Ey İsa, yaşamın mezarda yatıyor
Ve göksel ordular şaşkınlıkla karşılıyorlar
Hepsi bir ağızdan senin lütfunu yüceltiyorlar
Mesih ölümü tattığında yaşamdaydı
İnsanları ölümden kurtardı ve şimdi herkese hayat verdi
Bir su gibi onun yanından akıyor ve
Eğer ondan içersek bize sonsuz yaşam verecek