top of page
Can Terbiyeli

Hatay'ın havası bir de madenlerle zehirlenecek



30 Ekim 2023’te Duvar’dan Burcu Özkaya Günaydın’ın haberinin ardından, Hatay Valiliği’nin maden aramalarında ÇED raporun aranmaması kararının hukuki dayanağını ve neticede oluşacak riskleri araştırdım. Öncelikle valiliğin bu kararı çok da yeni değil. Karar 3 Ağustos 2023 tarihli Mahalli Çevre Kurul Toplantısı’nda alınmış. Bu kurul, valilik bünyesindeki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından oluşturulmuş ve bünyesinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Defterdarlık, İl Komutanlıkları, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü gibi ildeki yerel kamu kurumlarından müteşekkil. Bu kararda, aynı kurulun 30/01/2020 tarihli ve 192 sayılı kararının yürürlükten kaldırılmasına oy birliğiyle karar verilmiş.

Kurulun 30/01/2020 tarihli kararı ise bölge için oldukça kritik. Nedeni ise ilgili karar metninden anlaşılıyor:


“Madenlerin işletilmesi sırasında olabilecek olumsuz etkileri minimize etmeden faaliyetine izin verilmesi durumunda büyük çevresel oluşmakla beraber sorunların çözümü de büyük maliyetler gerektirmektedir.


Bu sebeple, madencilik faaliyeti sonucu, yeryüzünün doğal yapısının bozulması, bitki örtüsünün ortadan kaldırılması, atık oluşumu, toz dağılımı, vibrasyon, gürültü, görsel kirlilik gibi çevreye olumsu etkilerinin çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak tedbirleri içerecek çevresel etki değerlendirme sürecine ihtiyaç duyulmuştur.”


Kurul yukarıda yazılı sebeplerle il içinde belirli koordinatları “hassas alan” olarak kabul etmiş ve bu bölgede yapılacak her türlü maden faaliyeti için ÇED raporu hazırlanması gerektiğine karar vermiş. Ancak, 3 Ağustos 2023 tarihli kararda, 6 Şubat depreminin ardından yaşanan yıkım sebebiyle tekrar inşa aşamasında çok fazla madeni malzemeye ihtiyaç duyulduğundan bahisle hassas alan kararından geri dönülmüş ve maden faaliyetleri için “ÇED gerekli değildir” kararı alınmasının yolu açılmış.


“Peki ÇED gerekli değildir” kararı ne anlama geliyor? ÇED yönetmeliğine göre “ÇED gerekli değildir kararı“, yönetmeliğin ekindeki listede yer alan çevresel etkileri ön inceleme ve değerlendirmeye tabi projelerin, çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucunda ilgili yürürlükte olan mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğunun belirlenmesi üzerine, projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten bakanlık kararıdır. Daha basitçe anlatırsak, bakanlık kimi projelerde çevreye olumsuz etkilerin çok az düzeyde olması halinde ÇED raporuna gerek duymayabiliyor. Karar yetkisi yönetmelik gereğince bakanlığın yetki alanındaysa da bu yetki ilgili bakanlığın il müdürlüğüne devredilebiliyor.


Bu alınan karar neticesinde, Hatay ilinde herhangi bir maden faaliyeti yapılırken ÇED raporu alınmasına gerek duyulmayacak. Dolaysıyla bu maden faaliyetlerinin çevreye ne kadar olumsuz etki edeceğine ilişkin elimizde bilimsel bir veri de olmayacak. Deprem neticesinde oluşan yıkımlar sebebiyle aylardır asbest ve diğer zehirli kimyasalları soluyan Hatay halkının ciğerlerine bir de maden faaliyetleri neticesinde ortaya çıkacak olan tozlar da girmeye başlayacak. Bu karar sadece insanları değil, doğadaki tüm canlı ve cansız varlıkları da olumsuz etkileyecek.


Bu kararın çevreye etkisinin en görünür hali ise uzun süredir faaliyette olan taş ocaklarına ev sahipliği yapan Amanosların görüntüsü. Hafızamızda Yarıkkaya’nın ikiye böldüğü dağ olarak var olan Amanosların silueti artık insan eliyle paramparça bir hale geldi.


Fotoğraf: İskenderun Gazetesi internet sitesinden alınmıştır.


Maalesef ki, karara karşı tepki ve itirazlar oldukça cılız. Çevre hakları mücadelesiyle bilinen CHP Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ve Hatay Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu karara tepki gösterirken, Hatay Barosu tarafından karara karşı açılmış olan dava ise “menfaat yokluğundan reddedildi. Türkiye toplumunun artık deprem gündemini terk etmiş olması ve bölge halkının da ancak kendi temel sorunlarıyla mücadele etmek zorunda olması sebebiyle maalesef bölgedeki hak ihlallerine karşı güçlü bir tepki ve toplumsal muhalefet eksikliği mevcut.


Öne çıkan görsel: Mehmet Çokbilgi/Tripadvisor

Bu platformun kendine ait resmi bir görüşü yoktur. Bu oluşum içerisinde yer alan tüm yazılar yazarların şahsi görüşüdür.  Okuduğunuz bu yazının yayın hakları nehna.org’a aittir, ilkelerimiz gereğince sitemizdeki yazıların paylaşılmasında bir sakınca görmüyoruz. Ancak paylaşım yapılırken evrensel basın ilkelerine riayet edilmesi, yazının ilk olarak nehna.org sitesinde yayınlandığına ilişkin ibare bulunması ve yazarın isminin anılması hususlarına dikkat edilmesini önemsiyoruz.

bottom of page