top of page
Esen Ergin

Depremden sonra Antakya ve Mersin arasındaki dayanışma



Mersin ve Antakya… Yakın coğrafi konumlarının da katkısıyla her daim kuvvetli bir bağa sahip olmuş, resmi bir ibare olmasa da “kardeş şehir” diye anılabilecek iki kent. Demografik yapıları, mutfakları ve iklimleri birbirlerine oldukça benzeyen bu iki kent arasında göç de her zaman yoğun seyretti. Örneğin, Mersin’deki Rum Ortodoks Kilisesi cemaatinin yaklaşık yüzde doksanının Samandağ’dan Mersin’e yerleşen ailelerden oluştuğu biliniyor.[1] Aradaki bu bağın 6 Şubat depreminden sonra daha da güçlendiğini söylemek mümkün. Depremi oldukça şiddetli hissetmesine karşın can ve mal kaybının yaşanmadığı Mersin, depremden sonra hem Antakya’dan hem de diğer depremzede illerden gelen binlerce kişi için bir sığınak görevini gördü. Mersin’in çok kültürlü yapısı sayesinde deprem bölgesinde yaşayan pek çok kişinin kentte akrabaları ve yakınlarının bulunması, kenti bu süreçte öne çıkaran etkenlerden biri oldu. Depremden sonra barınma sorununu geçici olarak çözebilmek amacıyla Mersin’e gelen Antakyalıların ve depremden etkilenen geri kalan 10 ilden gelenlerin neler yaşadığını kelimelere dökmek zor olsa da kısaca aktarmaya çalışacağım.


6 Şubat’tan sonra afet bölgesinden Mersin’e doğru yaşanan göçle ilgili yerel yöneticiler pek çok girişimde bulundu. İlk olarak Mersin Büyükşehir Belediyesi depremden sonra Mersin’e gelen depremzedelerin ihtiyaçlarını koordine edebilmek için bir kriz merkezi oluşturdu. Belediye, şehirlerini terk etmek zorunda kalarak Mersin’e gelen depremzedelerden 7500’üne barınma imkânı sağladığını belirtiyor.[2] Merkezdeki Yenişehir Fuar Alanı’nın yanı sıra Erdemli, Tarsus, Mezitli ve Gülnar ilçelerinde de barınma alanları oluşturan belediyenin verilerine göre, depremden bir buçuk ay kadar sonra belediye 3081 kişiye barınma hizmeti sağlamaya devam ediyordu. Valiliğin resmi kayıtlarına göre, Mart ayı başında şehirde 164.845 depremzede barınıyordu.[3] Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ise ilk dönemde 15 bin depremzedeyi misafir ettiklerini, 1 Haziran itibariyle de 10 bin kişiye hizmet vermeye devam ettiklerini söylüyordu.[4] Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer verdiği demeçlerde, şehirde yaşayan akrabalarının yanına gelen ve bu nedenle Valilik tarafından kayıt altına alınmayan depremzedeler olması nedeniyle ellerinde net bir rakam olmadığını ancak depremden sonra tahmini 250 bin kişinin şehre geldiğini aktarıyordu.[5] 16 Şubat’ta Twitter üzerinden ise 5-15 Şubat arasında Mersin’deki su tüketiminin yüzde 15 oranında arttığını belirtiyor ve bunun 327 bin kişinin su tüketimine eşit olduğundan yola çıkarak kentin nüfusunda son on gün içinde en az bu oranda bir artış olduğuna dikkat çekiyordu.[6] Seçer, Elazığ afet bölgesine dahil edilmeden önce bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada “Mersin, 10 ilin dışında depremden dolaylı ama en yoğun etkilenen 11. il oldu. Depremden etkilenen aslında 10 il değil. Yıkım olarak 10 il etkilendi ama depremin komplikasyonlarını da işin içine katarsanız depremden etkilenen 11. il Mersin’dir. Yani 11’inci il olarak bakmak lazım” diyor ve kente yaşanan göç dalgası nedeniyle iktidarın acil eylem planı hazırlayıp uygulamaya koyması gerektiğini ekliyordu.[7] 20 Şubat’ta yine bir televizyon kanalında kentin nüfusunun 1,9 milyon olduğunu ancak nüfusa dahil edilmeyen 400 bin kadar sığınmacı ve yabancı nüfus bulunduğunu ve depremden sonra şehre gelen 400 bin kadar depremzedeyle beraber Mersin’in nüfusunun 2,7 milyona dayandığını söylüyordu. Kente gelen 65 bin aileden yaklaşık 35 bininin ise kentte kalıcı olacağını tahmin ettiğini vurguluyordu.[8] Nüfustaki artışı yine su tüketimi üzerinden gözlemlediklerini belirtirken bu nedenle Mersin’de hayatın yüzde 150 gibi bir kapasiteyle devam ettiğini ifade eden Seçer, yoğun tüketim nedeniyle su şebekesinin her an çökme riskiyle karşı karşıya olduğunun da altını çiziyordu. 21 Şubat’ta bir gazeteye verdiği demeçte deprem göçü nedeniyle şehre 400 bin kişinin gelmesini beklendiğini aktarırken insanlara yardımcı olmaktan ve sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceklerini ancak Mersin’in de desteğe ihtiyacı olduğunu vurguluyordu.[9] Aynı haberde Belediye Meclisi Üyesi Abdurrahman Yıldız da depremin ardından şehre 300 binden fazla insan geldiğini ve bu sayının 500 bini aşacağının öngörüldüğünü söylüyordu.


Benzer söylemler Mersin’deki sendika ve meslek odaları tarafından da dile getirildi. Depremden sonra kamu kurumlarının yaralıların ve göç eden depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığına dikkat çekildi. Örneğin, Mersin Tabip Odası Başkanı Nasır Nesanır depremin ardından ilk etapta 22 bin yaralının getirildiği Mersin’e 400 binden fazla depremzedenin geldiğini ve sağlık hizmetlerine erişimde sorun yaşandığını ifade ederken, tıpkı Belediye Başkanı Seçer gibi Mersin’in özel il statüsüne getirilmesi gerektiğinin altını çiziyordu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Mersin Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Çelebi ise refakatçiler için uygun alanlar oluşturulmadığını, şehir hastanesindeki VIP katlar açılmış olsa orada yaralı depremzedelerin yakınlarına odalar açılabileceğini ve konaklama sağlanabileceğini belirtiyor, ancak bu yapılmadığı için refakatçilerin poliklinik koridorlarında tek kişilik koltuklarda gecelemek zorunda kaldığından bahsediyordu.[10] Mersin afet bölgesine dahil edilmediği için acil deprem fonundan faydalanamıyordu. Bu nedenle 23 Şubat’ta kentteki 48 sivil toplum kuruluşu, yoğun göç dalgası altında kalan Mersin’e özel statü verilmesi için Cumhurbaşkanı ve ilgili mercilere ortak çağrıda bulundu. Altyapı, ulaşım ve barınmada daha fazla sorun yaşanmaması için şehrin özel bir destek/statü kapsamına alınmasını talep eden sivil toplum kuruluşlarının çağrısına herhangi bir yanıt gelmedi.[11]

Belediye başkanı, belediye meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve sendika temsilcileri Mersin’in ihtiyaç duyduğu desteği yüksek sesle dile getirmelerine rağmen 3 Nisan 2023’te AFAD tarafından afet bölgesine dahil edilen Bingöl, Kayseri, Tunceli, Niğde, Mardin ve Batman’ın yanında Mersin yoktu.[12] Nitekim Seçer de bu konuda yine Twitter üzerinden serzenişte bulunarak şöyle yazıyordu: “Kayseri’nin de deprem bölgesi kapsamına alınacağı duyuruldu. Hayırlı olsun. Kayseri’ye bir sözümüz yok ama Mersin de aldığı yoğun göç, yapıların aldığı hasar nedeniyle depremden etkilenen iller arasında. İktidar Mersinlilerin sesini duymamazlıktan geldi, yok saydı, haksızlık yaptı. Ekmeğini depremzede kardeşlerimizle bölüşen Mersinlilere 14 Mayıs’a kadar sabır diliyorum.”[13]


14 Mayıs ve sonrasında ikinci tur 28 Mayıs seçimlerinin üzerinden aylar geçti, fakat depremzedelerin yaraları sarılmaktan hala çok uzak. Haziran ayı itibariyle depremden sonra barınma için Mersin’e gelen depremzedelerin bir bölümü ise şehirlerine döndü. Otellerde, apartlarda, geçici olarak kiralanmış evlerde barınan çocuklu ailelerden bir kısmı, okulların da kapanmasıyla birlikte şehirlerine geri gitmeye başladılar. Ancak Mersin’de kaldıkları süre boyunca zaman zaman olumsuz koşullarla da karşılaştıklarını söylemek yanlış olmaz. Kira ücretlerinde yaşanan fahiş artış da bunlardan biri. Depremden sonraki ilk haftalarda, fırsatçı ev sahipleri nedeniyle Mersin’in Akdeniz, Toroslar, Mezitli ve Yenişehir ilçelerinde 20 bin liraya kadar yükselen kira fiyatlarının yanı sıra, yazlık konutların çoğunlukta bulunduğu Silifke ve Erdemli’de bazı ev sahipleri kirayı yıllık peşin olarak istemeye başladı. Malatya’dan Mersin’e gelmiş bir depremzede de kendisinden bir yıllık kiranın peşin istendiğini ve 150 binden 200 bin liraya kadar teklif duyduğunu anlatıyordu.[14] Bu durum Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Mehmet Sinan Canpolat’ı isyan ettirmiş, bu konuyla ilgili yüzlerce şikayet aldıklarını belirten Canpolat ev sahiplerini vicdanlı davranmaya davet ederken “Orada ölmeyen insanları burada yüksek kiralar altında mı öldüreceğiz?” diye sormuştu.[15] Canpolat, Mersin’de yüksek kiralarla karşılaşan depremzede vatandaşların ihbarda bulunmalarını istemişti ama bunlara rağmen kiralarda bir düşüş olmadı.[16]


20 Şubat’ta yaşanan Samandağ merkezli 6,8 şiddetindeki depremin Mersin’de de oldukça güçlü bir şekilde hissedilmesi, depremden etkilenen kentlerinden ayrılıp Mersin’e gelen depremzedeler için yeni bir şok oldu. Mersin’de denizin doldurulduğu sahil şeridi üzerine inşa edilmiş çok katlı, eski ve yüksek binalar nedeniyle depremzedeler zaten kendilerini güvende hissedemiyorlardı. Zeminin sağlam olmadığı yazlık evlere yerleşen depremzedeler bu son depremle aynı korkuyu bir kez daha yaşamış oldular.[17] Ayrıca, uzmanların Adana’da yeni bir deprem beklendiğine dair görüşleri depremzedeler için Mersin’i de riskli bir bölge haline getiriyordu.[18] İlaveten, depremzedelerin bir kısmı Akdeniz ilçesindeki millet bahçesine kurulmuş çadırlarda kalırken barınma ve temel ihtiyaçlara erişim konusunda sorun yaşıyorlar, Suriyeli göçmen depremzedeler ayrımcı söylemlere de maruz kalıyorlardı. Rüzgarlı havalarda çadırlar uçuyor, depremzedeler yemek ve suya erişimde zorlandıkları gibi bundan sonrasında geçimlerini sağlamak için iş bulmakta da güçlük çekiyorlardı.[19]


Bu süreçte bütün depremzedelere ama en çok da Antakyalılara kapılarını açan Mersin Rum Ortodoks Kilisesi ve Mersin Latin Katolik Kilisesi’ne ayrı bir yer ayırmak gerekiyor. Yukarıda değinildiği gibi Mersin Rum Ortodoks Kilisesi cemaatinin çoğunluğu daha önceden Samandağ’dan Mersin’e göç etmiş ailelerden oluştuğu için zaten herkesin Hatay’da yaşananlardan etkilenmiş bir yakını, bir akrabası veya bir tanıdığı bulunuyordu. Ancak 6 Şubat sabahı depremden sonraki ilk saatlerde kilisenin hemen önündeki meydanda toplanan kalabalığı gören Vakıf Başkanı Can Arap’ın kilisenin kapılarını açmaya karar vermesiyle beraber kilise yalnız cemaat için değil, bütün Mersin halkı için bir toplanma alanına dönüştü. Kapıların açılmasıyla beraber insanlar güvenli ve açık alan olarak görülen kilise bahçesinde toplanmaya başladı. Kilise pederi İspir Teymur depremden iki gün öncesinde bir yakının vefatı nedeniyle Samandağ’a gitmişti. Telefon hatlarının çökmesi sonrası ona ulaşamamanın verdiği korku ve panik, Antakya ve İskenderun’daki vakıf başkanlarına da ulaşılamadıkça iyice büyüdü. Bu esnada kiliseye insan akını artıyor, çevredeki apartmanlardan inip kendilerini sokağa atan insanlar kiliseye sığınmaya devam ediyordu. Kilisedeki kalabalık artmaya devam edince kilise mutfağında çorba yapılmaya başlandı. Televizyonlar Kahramanmaraş, Adana, Malatya gibi depremden etkilenen diğer illeri gösteriyorlardı ama Antakya’dan hala haber yoktu. Bir süre sonra Antakya’da durumun kötü olduğu haberleri yavaş yavaş yayılmaya başladı, fakat telefonlar hala çalışmadığı için net bir haber alınamıyordu. Öğlen 13.24’te gerçekleşen 7,5 büyüklüğündeki ikinci depremden sonra kilisenin gençlerinden Antakya’ya su, ekmek ve kuru gıda götürmek için yola çıkanlar oldu ama herhangi bir günde 3 saat süren Mersin-Antakya yolunu ancak 15 saat gibi bir sürede alabildiler. Aynı şekilde, Peder İspir Teymur da Mersin’e ancak ertesi gün ulaşabildi. Olağanüstü hal ilan edilmesiyle beraber araçlar, valilikten alınan izinden sonra yola çıkabildi. Minibüslerle göndermeye devam ettikleri kuru ve konserve gıdalarla beraber mazot, ilaç, sağlık malzemesi ve ısıtıcı da göndermeye başladılar.



Antakya’da hayatını kaybedenler için dini ritüelleri yerine getiren Peder Pavlus aracılığıyla, insanların bir an önce şehirden çıkmak için yardıma ihtiyaçları olduğu öğrenilince, erzak ve yardım malzemesi götüren minibüslerin oradan bir grubu alıp Mersin’e getirmesine karar verildi. İlk başta yalnızca bir minibüs dolusu insanın geleceği sanılırken daha sonra minibüsler git-gel yapmaya ve bölgeden onlarca kişi Mersin’e gelmeye başladı. İlk on gün içerisinde bölgeden 1.200 kişi Mersin’e getirildi. Antakya’dan depremzedeler gelmeye devam ettikçe kilisede bir transfer operasyonu yürütüldüğünü gören Mersin halkı da yardımda bulunmaya başladı. İnsanlar sandalyelerde sabahlamak zorunda kalınca kilisenin toplantı salonu gündüzleri yemekhaneye, akşamları ise yatakhaneye çevrilmeye başlandı. Toplantı salonu yetersiz kalınca kilisenin ibadethane kısmı da Peder’in onayıyla açıldı ve ilave yataklar ve battaniyeler yerleştirilerek yatakhaneye dönüştürüldü. Antakya’dan getirilen depremzedelerden yaralı olanlar tedavi için yakındaki bir hastaneye gönderiliyor, kilisenin karşısındaki spa merkezinde banyo ve temizlik ihtiyaçlarını gidermeleri sağlanıyordu. Kiliseye bağışlanan kıyafetler cinsiyet ve bedenlerine göre tasnif edilerek depremzedelerin kullanımına sunuluyordu. Kurulan kayıt masasında alınan kayıtlara göre en az 750 depremzede kayıt yaptırdı.[20] Depremzedelere barınma olanağı sağlamak için apart oteller ve konaklama tesisleri kiralandı, Antakya’ya çadır gönderildi. Kadınlar kolu kilisenin mutfağında her gün üç öğün yemek hazırlayıp en az 300 kişiye yemek çıkarırken, gençlik kolları da iki vardiya halinde günde 12 saat canla başla yardım için çalışıyordu. Antakya’dan tahliye edilen depremzedeler Mersin’e çoğunlukla geç saatlerde ulaşabiliyor, gençlik kolları üyeleri onları karşılayıp kilisenin içerisindeki yatakhanede konaklamaları için yardımcı oluyorlardı. Ertesi gün ihtiyaçlarını gidermeleri ve banyo yapmaları için gerekli ayarlamalar yapıldıktan sonra ise evlere ya da otellere yerleştiriliyorlardı. Yine de insanlar gündüzleri yeniden kiliseye geliyor, orada hep beraber vakit geçirip sohbet etmek onlara iyi geliyordu.


Bu tür bir felaket için hiçbir hazırlığı olmayan kilise bu süreçte yalnız Hıristiyanlar için değil, Müslümanlar için de bir sığınak görevi gördü. Kilisenin mutfağında yapılan yemekler yalnızca kilise cemaatiyle değil, dinine mezhebine bakılmaksızın her gelen depremzedeyle paylaşıldı. Kilise mensupları, bu süreçte Cemevi, Büyükşehir Belediyesi ve sivil toplum kuruluşlarından büyük destek gördüklerini belirtiyorlar. Antakyalı Hıristiyan dostlarının kilisede olduğunu öğrenen Antakyalı Müslümanların onları görmek için soluğu kilisede aldıklarını, yaşanan felaketten sonra birbirlerini ilk kez orada gören Antakyalıların gözyaşları içerisinde kucaklaştıklarını anlatıyorlar. Gösterilen dayanışmanın kilise tarihinde bir örneği daha bulunmadığını dile getirirken, bu dayanışmanın Antakya ve Mersin cemaatleri arasındaki bağlılığı da perçinlediğini ve insanları bireysel olarak da depremzedelerle dayanışmada bulunmak için motive ettiğini, kimi cemaat mensuplarının depremzedelere evlerini açtıklarını aktarıyorlar. Hıristiyan toplumunu bir ve diri şekilde tutmak istediklerini, toplumun kaybolmasını istemediklerini söylüyorlar. Zaten çok küçük bir nüfus olarak kaldıklarının ve o nüfusu korumaları gerektiğinin, kardeşlerine yardım etmenin ve onları bir arada tutmanın kendileri için çok önemli olduğunun altını çiziyorlar. “Kalan nüfusumuzun müzeye dönüşmesini istemiyoruz” derken Antakya ve Mersin’de örneğini gördüğümüz beraber yaşama kültürünün devam etmesini istediklerini ifade ediyorlar.[21] Bütün bunların yanı sıra, Hatay’daki birçok kilisenin yıkılmış veya ağır hasar almış olmasının cemaat üzerinde psikolojik bir tahribat bıraktığı da aşikar. Mersin’de bir kilise ve cemaat bulunması, onların depremden sonra Mersin’i tercih etmelerinde de etken olmuş durumda.


Aynı seferberlik halinin Mersin Latin Katolik Kilisesi’nde de yaşandığını söylemek gerekiyor. Çoğunlukla Hatay bölgesinden gelen depremzedeler için kilisenin misafirhanesi açıldı. Katolik Kilisesi pederi Roshan Corderio depremden hemen sonra yardım malzemesi götürmek için Antakya’ya gittiğini ama oradan Mersin’e bir akın olduğunu öğrenince Mersin’e geri döndüğünü anlatıyor.[22] İlk on beş gün boyunca kaynak bulamadıklarını ve bu nedenle zorluk çektiklerini ancak daha sonrasında cemaatin bağışları ve Vatikan’ın destek verdiği gönüllü yardım kuruluşu CARITAS’ın yardımlarıyla bir düzene girdiklerini söylüyor. Kilisede ağırlanan depremzedelerin çoğu Antakya’dan geliyordu, fakat sonradan İskenderun’dan gelenler de oldu. İlk başta kilisede 120-130 misafir depremzede vardı ancak sonradan yavaş yavaş başka şehirlere göç ettiler. Mart ayında ise kilisenin misafirhanesinde ağırlanan ve temel ihtiyaçları karşılanan yaklaşık 65 kişi vardı.[23] Her depremzedeye üç öğün yemek verildiği gibi banyo ve temizlik ihtiyaçlarını da gidermeleri sağlanıyor, çocuklar Mersin’deki okullara gönderiliyordu. Misafirhanedeki çamaşırhanede depremzedeler için çamaşır yıkanırken bir oda da çocuklar için oyuncak odasına dönüştürülmüştü. Yaralıların tedavisi şehirdeki hastanelerde yaptırılıyor, ayrıca gönüllü psikologlar aracılığıyla depremzedelere psikolojik destek de veriliyordu.[24]


Mersin Rum Ortodoks Kilisesi’nde olduğu gibi Mersin Latin Katolik Kilisesi’nde kalan depremzedeler de yalnızca Hıristiyanlar değildi, her inançtan depremzedeye yardım ediliyordu. Mersin’in Antakya ve diğer illerden gelen depremzedelere yardımcı olabilmek için sergilediği çok kültürlü ve çok dinli dayanışmanın bir örneği olarak Yenişehir Belediyesi’nin sağladığı gıda ürünleri Cemevi mutfağında pişiriliyor ve Latin Katolik Kilisesi’ne ulaştırılıyordu.[25] Belediye de kahvaltı gönderimiyle kilise yönetimine yardımcı oluyordu. Peder Roshan kilisede ağırladıkları Hıristiyan ve Müslüman depremzedelerle aylarca beraber bir uyum içinde yaşadıklarını, beraber yemek yiyip beraber dua ettiklerini anlatıyor. Kilisede kalmaya devam eden 20 depremzede de Haziran sonu itibariyle ayrıldılar. Peder Roshan onların Altınözü veya Arsuz’a döndüklerini söylüyor.[26]


Okulların kapanması ve üniversite giriş sınavlarının da sona ermesiyle birlikte Mersin’den Hatay’a dönenler oldu. İskenderun, Arsuz, Altınözü gibi ilçelerde ev tutma imkanı olanlar Mersin’den ayrıldılar. Mersin’de uzun bir süre daha kalmaya devam edecek olan aileler ise Antakyalı. Antakya’da bir sosyal hayat olmadığı için geri dönemediklerini söylüyorlar. Bu nedenle onlar bir süre daha Mersin’de kalmaya devam edecekler gibi görünüyor ancak Antakyalıların Antakya’dan uzun süre ayrı kalması mümkün değil. Bir Antakyalının dediği gibi “Antakyalılar kendi kültürlerinin ve coğrafyalarının dışında bir yerde yaşayamıyorlar.” Depremin yarattığı tahribatın verdiği panik ve korkuyla yurtdışına bile gidenlerin olduğunu ancak bir süre sonra geri döndüklerini anlatıyorlar. Antakya’daki sosyal hayatı ve ortak yaşam kültürünü başka bir yerde bulmak kolay değil. Kardeş şehir Mersin’de bile bunu bulmak imkansız. Mersin metropol olmaya doğru yol alan, her geçen gün daha da büyüyen kalabalık bir şehir. Artık yolda yürürken tanıdık bir yüz görmek, ayaküstü sohbet edecek biriyle karşılaşmak çok zor. Antakyalılar Mersin’de bunun eksikliğini fazlasıyla yaşadıklarını dile getiriyorlar. Bu durumu “Buradan çarşıya kadar yürüyorum, bana bir ‘merhaba’ diyen yok, ‘sen kimsin’ diyen yok” diye anlatıyorlar. Antakya’nın zengin sosyal hayatının dokusunu kaybetmemesi gerektiğini ve dışardan gelen birinin bunun kıymetini anlamakta zorlanacağını vurguluyorlar.


Toparlamak gerekirse, Mersin’in, 6 Şubat’taki felaketten sonra hem deprem bölgesine olan coğrafi yakınlığı hem de afet bölgesindeki illerden pek çok kişinin orada yaşayan bir akrabasının bulunması nedeniyle depremzedeler için bir sığınak görevi gördüğünü söyleyebiliriz. Kira ücretlerinde görülen fahiş artış ve çadırlarda kalan depremzedelerin yaşadığı barınma ve temel ihtiyaçlarla ilgili sorunlar gibi olumsuz durumlar da yaşandı ancak gerek Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin depremzedelere yardımları, gerekse Mersin Rum Ortodoks Kilisesi ve Mersin Latin Katolik Kilisesi’nin kapılarını depremzedelere açmasıyla birlikte kentin bu süreçte önemli bir görev üstlendiğini söylemek gerekiyor. Çoğunlukla Antakyalıların misafir edildiği kiliselerde depremzedelerle dayanışmak için verilen olağanüstü mücadele Mersin ve Antakya’yı birbirine biraz daha yaklaştırdı. Ancak onları misafir eden kentlerdeki koşullar nasıl olursa olsun Antakyalılar yuvalarına geri dönmek istiyor. Depremin üzerinden yedi ayı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen hala toz bulutu içerisindeki Antakya’da enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. Moloz yığınlarından yayılan asbest tehlikesinin hala devam ettiği, su, elektrik ve internet altyapısının hala düzeltilmediği ve ciddi bir haşere sorununun yaşandığı kentte hayatın normal akışından bahsetmek şu an itibariyle çok zor. Antakya’daki ortak yaşam kültürünü yaşatabilmek için Antakya’nın yeniden yapılanmasının hakkının verilerek icra edilmesi çok önemli. Antakya’nın en kısa sürede, bu kadim şehrin hak ettiği biçimde ayağa kaldırılması, gidenlerin geri dönebilmesi, Antakya’nın ortak yaşam kültürünün her daim canlı tutulması ve depremde kaybettiğimiz canların anısının Antakya’da yaşatılmaya devam etmesi dileğiyle…


[1] +90. “Mersin’in Hristiyanları: Özbeöz Mersinliyiz” Youtube videosu, 14:54, 3 Ocak 2023. https://www.youtube.com/watch?v=9iceROioxZI

[2] “Mersin Büyükşehir, 7 Bin 500 Depremzedeye Barınma Alanı Sağladı” mersin.bel.tr, 15 Mart 2023. https://www.mersin.bel.tr/haber/mersin-buyuksehir-7-bin-500-depremzedeye-barinma-alani-sagladi-1678864569

[3] “Vali Pehlivan, 6 Şubat Depremi Sonrası Afet Yönetim ve Koordinasyonu Kapsamında İlimizde Yürütülen Çalışmalara İlişkin Basın Toplantısı Gerçekleştirdi” mersin.gov.tr, 4 Mart 2023. http://www.mersin.gov.tr/vali-pehlivan-6-subat-depremi-sonrasi-afet-yonetim-ve-koordinasyonu-kapsaminda-ilimizde-yurutulen-calismalara-iliskin-basin-toplantisi-gerceklestirdi

[4] “Depremzedelerin Yuvası Mersin Oldu” Mersin Gazetesi, 1 Haziran 2023. http://mersingazetesi.com/index.php/2023/06/01/depremzedelerin-yuvasi-mersin-oldu/

[5] Ali Ekber Şen. “Vahap Seçer: Mersin’in nüfusu son 10 günde en az 327 bin kişi arttı” Sözcü, 16 Şubat 2023. https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/vahap-secer-mersinin-nufusu-son-10-gunde-en-az-327-bin-kisi-artti-7594163/

[6] Vahap Seçer. “#Mersin’in nüfusu son 10 günde en az 327 bin kişi arttı. 5 Şubat-15 Şubat arasında Mersin’de su tüketiminde % 15 oranındaki artış, 327 bin kişinin su tüketimine eşittir. Göç dalgası için iktidar zaman geçirmeden acil eylem planı hazırlamalı ve uygulamalıdır.” 16 Şubat 2023, 9:18 ÖS. https://twitter.com/SecerVahap/status/1626284949711073281?s=20

[7] “Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer: Göç dalgası için iktidar zaman geçirmeden acil eylem planı hazırlamalı ve uygulamalıdır” T24, 16 Şubat 2023. https://t24.com.tr/haber/mersin-buyuksehir-belediye-baskani-vahap-secer-goc-dalgasi-icin-iktidar-zaman-gecirmeden-acil-eylem-plani-hazirlamali-ve-uygulamalidir,1092847

[8] “Depremzedeler Mersin’e Yerleşiyor” Anamur Gazetesi, 20 Şubat 2023. https://www.anamurgazetesi.com/depremzedeler-mersin-e-yerlesiyor/2821 ; Mersin Web Tv. “Başkan Seçer Deprem Sonrası Kentteki Gelişmeleri Fox Tv Yayınında Anlattı” Youtube videosu, 03: 18, 19 Şubat 2023. https://www.youtube.com/watch?v=Ztreedz9ykk

[9] İsmail Sarp Aykurt. “Yıkımdan sonra Mersin'e deprem göçü: "En ciddi mesele demografik yapı"” Independent Türkçe, 21 Şubat 2023. https://www.indyturk.com/node/611881/haber/y%C4%B1k%C4%B1mdan-sonra-mersine-deprem-g%C3%B6%C3%A7%C3%BC-en-ciddi-mesele-demografik-yap%C4%B1

[10] “Mersin’deki depremzedeler ve yerel halk için kamu kurumları yetersiz kaldı” Evrensel, 8 Mart 2023. https://www.evrensel.net/haber/484358/mersindeki-depremzedeler-ve-yerel-halk-icin-kamu-kurumlari-yetersiz-kaldi

[11] “Mersinli 48 STK'dan ortak çağrı: Bize özel statü verilmeli” Dünya, 23 Şubat 2023. https://www.dunya.com/sehirler/mersinli-48-stkdan-ortak-cagri-bize-ozel-statu-verilmeli-haberi-686436

[12] “6 il daha afet bölgesi ilan edildi” NTV, 3 Nisan 2023. https://www.ntv.com.tr/turkiye/6-il-daha-afet-bolgesi-ilan-edildi

[13] Seçer, Vahap. “Kayseri’nin de deprem bölgesi kapsamına alınacağı duyuruldu. Hayırlı olsun… Kayseri’ye bir sözümüz yok ama Mersin de aldığı yoğun göç, yapıların aldığı hasar nedeniyle depremden etkilenen iller arasında. İktidar Mersinlilerin sesini duymamazlıktan geldi, yok saydı, haksızlık yaptı. Ekmeğini depremzede kardeşlerimizle bölüşen Mersinlilere 14 Mayıs’a kadar sabır diliyorum.” 2 Nisan 2023, 2: 54 ÖS. https://twitter.com/SecerVahap/status/1642495713706688514

[14] “Mersin'de ev kiralamak isteyen depremzede: Bir yıllık kirayı peşin istediler; birilerinin canı gidecek, birilerinin de cebi dolacak, bu devlet nerede?” T24, 28 Şubat 2023. https://t24.com.tr/haber/mersin-de-ev-kiralamak-isteyen-depremzede-bir-yillik-kirayi-pesin-istediler-birilerinin-cani-gidecek-birilerinin-de-cebi-dolacak-bu-devlet-nerede,1095150

[15] “Mersin'de ev kiraları yükseldi, emlakçılar odası başkanı tepki gösterdi: Vicdanlı olun” Gazete Duvar, 14 Şubat 2023. https://www.gazeteduvar.com.tr/mersinde-ev-kiralari-yukseldi-emlakcilar-odasi-baskani-tepki-gosterdi-vicdanli-olun-haber-1603581

[16] “Diyarbakır ve Mersin’de Deprem Fırsatçılığı: Kiralar 20 Bine Fırladı” Gazete Duvar, 14 Şubat 2023. https://www.gazeteduvar.com.tr/diyarbakir-ve-mersinde-deprem-firsatciligi-kiralar-20-bine-firladi-galeri-1603613?p=9

[17] Burcu Özkaya Günaydın. “Mersin’deki depremzedeler: Güvenli yer yok” Gazete Duvar, 22 Şubat 2023. https://www.gazeteduvar.com.tr/mersindeki-depremzedeler-guvenli-yer-yok-haber-1605012

[18] “Prof. Dr. Naci Görür'den Adana uyarısı: Sorgun fayı kırılmadı” NTV, 28 Nisan 2023. https://www.ntv.com.tr/turkiye/prof-dr-naci-gorurden-adana-uyarisi-sorgun-fayi-kirilmadi,hElGfgkWAEahTfDMnRX63g; “Adana depremi sonrası Naci Görür'den uyarı: Göksun hattı zorlanıyor” Cumhuriyet, 12 Mayıs 2023. https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/adana-depremi-sonrasi-naci-gorurden-uyari-goksun-hatti-zorlaniyor-2080447

[19] Mahsun Kılıç. “İş bulabilme umuduyla Mersin'e gelen depremzedeler derme çatma çadırlarda kalıyor” Evrensel, 9 Nisan 2023. https://www.evrensel.net/haber/487072/is-bulabilme-umuduyla-mersine-gelen-depremzedeler-derme-catma-cadirlarda-kaliyor

[20] Ferit Yuhanna Tekbaş. “Can Arap: ‘Kilisemiz Mersin halkıyla birlikte Hataylı kardeşleriyle dayanışmaya koştu’” Nehna, 4 Mart 2023. https://nehna.org/can-arap-kilisemiz-mersin-halkiyla-birlikte-hatayli-kardeslerine-dayanismaya-kostu/

[21] Peder İspir Teymur ve Vakıf Başkanı Can Arap ile kişisel görüşme, 15 Haziran 2023.

[22] Onur Erdoğan. “Mersin Kiliseleri Depremzedelere Kucak Açtı” VoA Türkçe, 11 Şubat 2023. https://www.voaturkce.com/a/mersin-kiliseleri-depremzedelere-kucak-acti/6958777.html

[23] Burak Karataş. “İşte Kardeşliğin ve Beraberliğin Tablosu!” Hakimiyet, 16 Şubat 2023. https://www.mersinhakimiyet.com/haber/25106/iste-kardesligin-ve-beraberligin-tablosu.html

[24] Sert, Abdulla. “Peder Corderio: ‘Katolik Kilisesi’nde hiçbir ayrım yapmadan 65 depremzedeye barınma sağladık’” Nehna, 19 Mart 2023. https://nehna.org/peder-corderio-katolik-kilisesinde-hicbir-ayrim-yapmadan-65-depremzedeye-barinma-sagladik/

[25] “Cemevinde pişen yemekler kilisede kalan depremzedelere aş oluyor” Hürriyet, 19 Şubat 2023. https://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/mersin/merkez/cemevinde-pisen-yemekler-kilisede-kalan-depremz-42222158

[26] Peder Roshan Corderio ile kişisel görüşme, 24 Haziran 2023.


Fotoğraflar: Abdulla Sert

542 görüntüleme

Bu platformun kendine ait resmi bir görüşü yoktur. Bu oluşum içerisinde yer alan tüm yazılar yazarların şahsi görüşüdür.  Okuduğunuz bu yazının yayın hakları nehna.org’a aittir, ilkelerimiz gereğince sitemizdeki yazıların paylaşılmasında bir sakınca görmüyoruz. Ancak paylaşım yapılırken evrensel basın ilkelerine riayet edilmesi, yazının ilk olarak nehna.org sitesinde yayınlandığına ilişkin ibare bulunması ve yazarın isminin anılması hususlarına dikkat edilmesini önemsiyoruz.

bottom of page