Yazı ve Fotoğraflar: Abdulla Sert
Antakya’nın 25 kilometre güneydoğusunda yer alan, geleneksel adıyla Kuseyr bölgesinde bulunan Altınözü ilçesine bağlı, kendi halinde, şimdiki resmi adı Tokaçlı olan şirin bir köydür Cneydo.
Şimdilerde resmi adı “Tokaçlı” olan köyde ve çevresinde nereye baksanız, sizleri her daim yeşil yaprakları ve sevimli ama güvenli duruşlarıyla asırlık zeytin ağaçları karşılar.
Köyde her yıl Ekim ayı ortalarında başlayan zeytin hasadı neredeyse Aralık ayına kadar devam eder. Zeytin ağaçlarının çırpılmasıyla olgunlaşmış zeytin tanelerinin toplanması, en emek yoğun işlerden birisidir. Toplanan zeytin taneleri, torbalara doldurulur ve çoğu, zeytinyağı üretmek için köydeki zeytinyağı fabrikasına taşınır. Zeytin taneleri, fabrikada yer alan üretim bandının sonunda lezzetli zeytinyağına dönüşür.
Köyde yaşayan hemen hemen her aile, asırlardır tekrarlanan bir ritüeli yaşatmak için kendilerine ayırdıkları zeytinleri fabrikaya göndermez. Bu zeytin tanelerini “su zeyti” üretimi için köyde birkaç adet bulunan taş “batoz”lardan birine taşırlar. Batozlarda ağır silindirik taşlar altında ezilen zeytin taneleri adeta merhem kıvamına gelir.
Bu merhem, kaynar olmayan sıcak suyun bulunduğu kazanlarda hünerli ellerle karıştırılarak, en saf zeytinyağının yoğunluk farkı nedeniyle en üste çıkması sağlanır. En üste çıkan zeytinyağı, aynı hünerli eller tarafından avuçla toplanarak zeytinyağı kabına alınır. Asırlardır uygulanan bu geleneksel zeytinyağı çıkarma tekniği yörede “su zeyti” yöntemi olarak anılır.
Bu emek yoğun zeytinyağı çıkarma işlemini renklendiren ve ritüelik bir şölene çeviren, “zinneni”nin (zeytinyağlı ekmek) hazırlanması ve hep beraber coşkuyla güzel dilekler eşliğinde oracıkta yenmesidir. Hep beraber derken, zeytinyağı çıkaranlarla beraber oradan geçen herkesin “zinneni” yemeye buyur edilmesini ve zeytinyağının bereketinin herkesle paylaşılmasını kastediyorum. Bunun için köy tandırında pişmiş incecik ekmekler, su kazanlarının altındaki közün üstüne ısıtmak için atılır ve kavrulmaya yakınken ateşten alınır.
Yeni toplanmış mis gibi kokan zeytinyağında banyo yaptırılan ekmekler, üzerlerine azıcık tuz ve kimyon serpilerek sıcak sıcak servis edilir.
“Zinneni” ekmeklerinin tadı bambaşka güzellik ve farklılıktadır. Sırf “Zinneni” için her yıl bu zamanlarda köyde olmak bana, asırlardır süregelen bir ritüelin parçası olmak mutluluğunu yaşatır.
Zeytinin bolluk ve bereketini simgeleyen bu lezzet için bir yıl daha beklemeye değer!