top of page
Elif Işıl Türkmen

Barbur: “Bir türlü alışamadık birey olmaya, dünyalı olmaya”

Güncelleme tarihi: 23 Ağu 2023

Jehan Barbur bir Antakyalı Ortodoks şarkıcı ve şarkı sözü yazarı. Kendisi ile İskenderun’da başlayan hikayesini, Türkiye’de Hıristiyan olma halini ve müziğinin beslendiği kaynakları konuştuk.

Röportaj: Elif Işıl Türkmen

İskenderun’da büyümek nasıldı, neler kazandırdı sizce?

Elimde avucumdakiler bana İskenderun’un kazandırdıkları mıdır, yoksa ailemin emaneti midir bilmiyorum. İskenderun kozmopolit bir şehirdir. Yani, her din ve dilden nüfusun bir arada yaşadığı küçük bir yer. Küçük ve birçok anlamda kısıtlayıcı olması, belki hayallerimi genişletme imkanı tanımıştır bana. Deniz kıyısında bir liman şehri olması ise Körfez Krizi’nin yaşandığı güne kadar yeni çehreler, yeni yüzler tanıtmıştır bizlere. Üç dil konuşulan, farklı kültürlerin harmanlandığı bir şehir olması ise bana elbette büyük zenginlik katmıştır. Bu sayede Fransızca anadilim olmuş, birçok kültürün yaşam şeklini tanımış en önemlisi hiçbirini ön sıraya koymadan “birlikte” kelimesinin ne anlama geldiğini bellemişimdir. 

Ben çocukken yazları memlekete gidip bambaşka bir kültür görürdüm. Ailemin işi dolayısıyla yaşadığım Ankara’da çok daha farklı bir kültür görürdüm. Öğretmenin “Yazın ne yaptın?” sorusuna Paskalya’da boyayamadığım yumurtaları, tüm yaz acısını çıkararak kuzenlerimle boyadığımı söylememem gerektiğini bilirdim. Üniversite için Ankara’ya geldiğinizde, İstanbul’a oranla azınlıklara daha yabancı bu şehirde kendinizi, geldiğiniz yeri nasıl anlattınız, anlaşıldınız mı? Kültür şoku veya çatışması yaşadınız mı?

Bir hikâye bir masal gibi anlattım. Bu kadar garipseneceğini düşünmemiştim. Yani, üniversiteyi büyük bir şehirde okuma hayalleri kurarken, orada daha özgür ve renkli bir hayat tadacağımı zannederken, tam tersiyle karşılaşmak şaşırtıcı oldu. “Adın neden Jehan? Türk değil misin? Hıristiyansın demek? Ha o zaman Türk değilsin? Türkçeyi ne güzel konuşuyorsun?” gibi garip gureba sorular çok sıkıcı geldi. Bu tür soruları soğukkanlılıkla soran insanlarla tatmin olamayacağımı anlayıp hikâyemi her insana ait öznel bir hikaye olarak dinleyebilecek kişilerle ahbaplık ettim. Diğeri çok sıkıcı ve üzücü gelmişti. 

Joe Strummer’ın, büyüdüğü Ankara’nın müzikal yaşamında etkisi olduğunu belirtmesi gibi, İskenderun sanatınıza neler kattı?

İstanbul’da büyüyen birine İstanbul, Ardahan’da büyüyen birine Ardahan ne kattıysa, İskenderun da bana bunu kattı. Bir şehri diğerlerinden kopuk yahut eksik ve zayıf kılar bu sorular. Ormanda büyüsem ormanın etkileri olurdu sanatımda. İnsan şekillendiği kabı elbette anlatır. Neresi olduğunun bir önemi yok.

Adınız ve soyadınız üzerinden kimliğiniz bugün hala çok merak ediliyor. Bir imza gününde sizi beklerken, her geçenin afişe bakıp “Nereli acaba, yabancı mı?”, “Adı Kürtçe gibi ama soyadı Fransızca gibi”  gibi ifadelerine şaşırıyordum. Bu durum sizin açınızdan nasıl oldu hayatınız boyunca?

Utanç verici şeyler yaşadım. Ama başkalarının adına utanarak. Sohbet açma konusu olarak bilinen “Nerelisin?” sorusunu ben ayıp bulurum. “Nerede büyüdün?” sorusunu anlayabilirim ama “Nerelisin?” ve sonrasında gelen “Peki, aslen nerelisin?” soruları kırıcı, ayrımcı tınlar bana. Bir insanı tanımadan, onun menşei hakkında bilgi alıp önyargı besleyerek kişiye yaklaşmak üzücü olabilir ancak. Ben bu sorulara çok öfkeleniyorum. Ben kimseye ilk tanışma anında “Nerelisin?” diye sormam. Daha doğrusu aklıma bile gelmez. Adım ve soyadımın çok alışıldık olmaması karşılığında sürekli bu soruları buldu. Bir türlü alışamadık birey olmaya, dünyalı olmaya. 


14 görüntüleme

Bu platformun kendine ait resmi bir görüşü yoktur. Bu oluşum içerisinde yer alan tüm yazılar yazarların şahsi görüşüdür.  Okuduğunuz bu yazının yayın hakları nehna.org’a aittir, ilkelerimiz gereğince sitemizdeki yazıların paylaşılmasında bir sakınca görmüyoruz. Ancak paylaşım yapılırken evrensel basın ilkelerine riayet edilmesi, yazının ilk olarak nehna.org sitesinde yayınlandığına ilişkin ibare bulunması ve yazarın isminin anılması hususlarına dikkat edilmesini önemsiyoruz.

bottom of page