Fotoğraflar: Abdulla Sert
Antakya’ya gelen hemen hemen her yabancı, burada biraz zaman geçirdikten ve Antakyalılarla bir araya geldikten sonra, “Antakya bir başka” demeye başlar. Biz Antakyalılar, çoğu zaman bunun farkına varmayız, bize her şey normal gelir. Bence bu, binlerce yılı bulan çok kültürlü, çok yönlü ortak değerler ve yaşanmışlıkları içimize sindirmiş ve bilgisayar deyimiyle “çakılı” hale getirmiş olmamızdan kaynaklanıyor.
Son yıllarını genelde Antakya dışında geçiren ama Antakya’yla bağlarını hiç koparmamaya çalışan biri olarak özellikle dini bayramları elimden geldiğince orada kutlamaya çalışırım. En son pandemi öncesinde bir 24 Aralık akşamı Antakya Ortodoks Kilisesi’ndeki Noel ayinine katılma fırsatı buldum. Her zamanki gibi ayin her şeyiyle çok güzeldi. Ayine katılanların zerafeti, ayini düzenleyen cemiyet temsilcileri ve pederlerin özeni, kilise avlusunun yağan yağmura rağmen kokteyl için hazırlıklarındaki çaba, rengarenk ışıklı süslemeler ve kiliseyle beraber çan kulesinin muhteşem aydınlatması övgüye değerdi. Noel ayini için gelen yerli ve yabancıları korumak için caddeden başlayıp kilise avlusuna kadar güvenlik önlemleri alan polis ve korumaların nezaketi, Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Payas Belediyesi’nin ayine katılanların tümüne yetecek kadar gönderdiği şirin hediye paketlerindeki duyarlılık ve kutlama pankartları da dikkatimi çeken başka güzelliklerdi.
Ayin devam ederken avluda yağan yağmura aldırmadan kızıyla beraber genç bir kadının avluda oynayan tüm çocuklara bisküvi paketi dağıtmaları dikkatimi çekti. Kadına sorduğumda, Samandağ taraflarında yaşayan bir Romanyalı ailenin kızı olduğunu ve yakınlarda ölen annesinin ruhuna bisküvi dağıtmaya gelmiş olduğunu söyleyince teşekkür etmek ihtiyacını hissettim.
Ayin sonrası kilise avlusunda yapılan havai fişek gösterisinde küçük-büyük herkesin coşkusu, kokteyl masalarında itiş-kakış olmadan insanların ikramlar eşliğinde birbirlerini kutlamalarındaki içtenlik ama en çok da çocukların gözlerindeki sevinç, beni her zamanki gibi çok duygulandırdı. Antakya Ortodoks Kilisesi cemaat üyeleri ile sivil toplum kuruluşları ve resmi kuruluşların bu önemli etkinliğe sahip çıkmaları, ne kadar değerli diye ve “Antakyalılık” ne güzelmiş diye düşünmeden edemedim. Ayinden sonra ben de bu güzelliklerin farkında olmamız gerektiğini söylemek ve ayine katılan-katılmayan herkese “Antakya bir başka, Antakyalı olmak bir başka” diye haykırmak geldi içimden.
Noel, binlerce yıldır var olan ortak bir gelenek ve kültürden gelen güzellik ve özelliklerimizi gözümüz gibi korumamız gerektiğini bir daha hatırlatır bizlere. Antakyalı bilge Libanius’un asırlar öncesinde belirttiği gibi “Melekler dünyaya inecek olsalar Antakya’yı seçerlerdi”.* Bence melekler o gece aramızdalardı.
Çok kültürlü, hoşgörü ve kardeşliğin, sevgi, barış ve huzurun her zaman var olması dileklerimle. İyi ki Antakya var!
* Dr. Necdet Özkaya’nın bir yazısından alıntıdır.
Noel gecesi kilise avlusundaki panorama
Yağmur güzel yansımaları gösterir
Kilise cephesi ve çan kulesi Noel ışıklandırmaları
Kilisenin içi huzurludur
Noel Ayini
Ayinin bir kısmı komünyona ayrılmıştır
Ayinin bir kısmı komünyona ayrılmıştır
Kilise avlusunda kokteyl hazırlıkları
Ayin bitiminde kilise avlusunda kutlama
Havai fişek gösterisi
Kutlamadan kareler
Kutlamadan kareler
Kutlamadan kareler
Kilisenin açıldığı caddede kutlama devam eder